güzellik

12:12:00 aylin 1 Comments

Doğal Yolla Diş Beyazlatma
Doğal yollarla diş beyazlatma. Evde diş beyazlatma. evde doğal yöntemlerle diş nasıl beyazlar?



İnsanların gülüşünde beyaz dişlere sahip olmanın çok önemli bir yeri vardır. Dişleri sağlıklı ve beyaz olmayan kişiler rahat gülemezler ve dişlerini saklama ihtiyacı duyarlar. Bu sebeple dişlerin güzel görünmesi için çok basit ve evde yapılabilecek uygulamalarla güzel ve rahat gülüşlere sahip olmak mümkün olabilmektedir. Sağlıklı dişe sahip olabilmek için öncelikle diş bakımının düzenli yapılması gerekmektedir. Sağlıklı dişler sararmayacaktır ve beyaz olacaktır. Dişlerin sararmasında farklı etkenler söz konusu olmaktadır. Bu sararma sağlıksız beslenmeden de kaynaklanabilmektedir. Hastalıkları tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar da dişlerde sararmaya sebep olabilmektedir.  Bu sararmaların doğal yollarla giderilmesi mümkündür.

Dişlerdeki sararmaların giderilmesinde pek çok yöntem kullanılmaktadır. Özellikle kimyasallarla dişlerin beyazlatılması söz konusudur. Ama doğal yollarla evde hazırlanacak bazı karışımlarla dişlerin beyaz görünüme kavuşması da mümkün olabilmektedir. Bunu gerçekleştirmek için hazırlanabilecek birkaç yöntem şu şekilde sıralanabilmektedir: 

·        Diş fırçası üzerine karbonat konulup üzerine de birkaç damla limon sıkılıp bu karışım ile dişler fırçalandığında dişlerin beyazladığı görülecektir. Karbonatlı bu karışımı haftada iki kez uygulamak uygun olacaktır.

·         Dişler temizlendikten sonra diş fırçasına damlatılan birkaç damla gliserin ağızdaki bakterileri öldürecek ve beyaz dişlerin oluşmasını sağlayacaktır. Gliserin haftada iki kez dişler için kullanılabilir.

·        Dişlerin beyazlatılmasında bir diğer doğal yöntem de sirke ile tuzun karıştırılması ile oluşan karışım ile dişlerin fırçalanmasıdır. Bu karışım diş etlerinin daha sağlıklı olmasını ve dişlerin beyaz görünmesini sağlayacaktır. Bu karışım haftada üç kez dişlere uygulanmalıdır.

·        Çilek dişlerin beyazlatılmasında kullanılan en etkili doğal ürünler arasında yer almaktadır. Çilek püre haline getirilip her gün bu püre ile dişler iyice fırçalanırsa bembeyaz dişlere sahip olmak mümkün olacaktır.

·        Tarçın ve adaçayının karıştırılması ile oluşturulan karışım diş fırçası yardımı ile dişlere uygulandığında kısa sürede dişlerin sağlıklı ve beyaz bir görünüme kavuştuğu görülecektir.
·        Fesleğen de diş beyazlatmada kullanılan etkili bitkilerden biridir. Fesleğen yaprakları güneşte kurutulup toz haline getirilerek diş macununun içine karıştırılır ve bu şekilde kullanılır.
Bunların yanında diş doktorlarının uyguladığı ve dişlerin rengini 2-3 ton açabilen uygulamalar da bulunmaktadır. Bu uygulamalar klinik ortamında 1-3 seansta tamamlanmaktadır. Fakat bu uygulamalar diş minesi üzerine kimyasallar kullanılarak yapıldığı için en uygun olanı doğal ürünlerle bu diş beyazlatma işlemini gerçekleştirmektir.


1 yorum:

cilt bakımı,

Yves Rocher Pure System Serisi

12:15:00 aylin 6 Comments


Merhabalar! Bugün Yves Rocher Pure System Serisi hakkında bilgi vereceğim. Yves Rocher Pure System Serisini ben 2017 yılının şubat ayında satın aldım ve hatta kullanıp bitirdim bile.İlk defa sonuna kadar kullandığım bir seri oldu.  Bu nedenle artık Yves Rocher Pure System Serisi hakkında yeterli bilgiye sahip olduğumu düşünüyorum ve Yves Rocher Pure System Serisi deneyimlerimi sizinle paylaşmak istiyorum. Bu yazıda ben 4 ürünü tek tek ele alıp inceleyeceğim.


Siyah Noktaları Yok Eden, Gözenekleri Derinlemesine Arındıran Temizleme Jeli: 


Öncelikle Yves Rocher Pure System Serisinin yüz yıkama jeliyle başlamak istiyorum. Turuncu jelimsi bir yapıya sahip olan bu yüz yıkama jelinin içinde peeling tanecikleri var. Özellikle "Kapalı komedon ve siyah nokta" sorununuz varsa bu yüz yıkama jeli bir harika! Yıllardır bir çözüm bulamadığım kapalı komedon sorunumu Yves Rocher Pure System Serisinin yüz yıkama jeli çözdü desem yeri.

Ama şunu belirtmeliyim ki hassas ciltlere günlük kullanıma uygun değil bence. Yani bir süre sonra cildinize çılgın peeling etkisi nedeniyle yormaya başlıyor. Ben komedonlarımdan kurtulduktan sonra haftada 2-3 kere kullanmaya başladım bir nevi peeling niyetine. Ayrıca Satış temsilcisi bana sivilcelerime de iyi geleceğini söyledi ama bildiğim kadarıyla aknelere zaten peeling yapılmaması gerekiyor. İlk kullandığımda baya sivilce çıkarttırmıştı bu ürün sonra zamanla azaldılar belki de cildim deri altındaki akneleri kusmuştur bilemiyorum.Ama komedonlarımdan kurtulunca tek tük çıkan sivilceler beni rahatsız etmedi açıkcası.

Akne Kızarıklıklarını Hafifleten Gözenekleri Arındıran Matlaştırıcı tonik



Yves Rocher Pure System Serisinin toniğine gelelim. Bu toniğin çok farklı bir yapısı var bildiğimiz tonikler gibi sıvı değil daha çok serum/jel gibi bir kıvamı var. Gözenekleri küçültmeyi ve cildi temizlemeyi vaad ediyor. Vaadini yerine getiriyor mu derseniz bence hayır. Bana göre gayet gereksiz bir ürün. Pamuğa döküp cildime sürünce cildimi temizlemiyor üstünden başka bir temizleyiciyle geçince hala kir çıkıyor. Serum gibi uygulamayı denedim bir süre ama hiç bir etkisini görmedim şahsen. Zaten toniklerden mucize beklememek gerekiyor onu biliyorum da. Özünde Yves Rocher Pure System Serisinin toniği çok gereksiz bana göre. Bir daha almayacağım.



Akneleri ve Siyah Noktaları Yok Eden, Matlaştırıcı, Kusur Giderici Bakım Kremi:

 
 

Yves Rocher Pure System Serisinin Sivilce kremi ise tekrar tekrar alacağım bir ürün. Çok az bir kısmı bile sabaha uyandığımda cildimin daha sağlıklı ve daha sivilcesiz olmasına yetiyor. Akneye meyilli ciltler için üretilen bu serinin kremi gerçekten benim cildimde mucizeler yarattı. Dediğim gibi aknelere karşı harika bir etkisi olmasa da siyah noktalar ve komedonlarımdan kurtulmamı sağladı. Şu anda komedonum ve siyah noktam kalmadı yine de önlem amaçlı haftada 2-3 gece kullanıyorum bu kremi. Cildimi düzelttiğini düşünüyorum açıkcası. Yalnız ben bu kremi geceleri kullanıyorum çünkü içerisinde salisilik asit var ve güneşle bir araya gelmesi iyi olmaz diye duydum.

Siyah Noktaları Yok Eden, Gözenekleri Derinlemesine Arındıran, Sebum Dengeleyici Maske:




Ve son olarak da Yves Rocher Pure System Serisinin maskesine geldi sıra. Maskeyi uyguladigimda sanki gözeneklerimin içini yakıyormuş gibi bir his yaşiyorum. özellikle eğer cildiniz tahriş olmuşsa bu maske cildiniz biraz yakabilir ama bu yakma maskenin ise yaradığının habercisi (tabi hassas bir cildiniz varsa çok da abartmayın) . Bu maske aslında bir kil maskesi ve en sevdiğim özelliği 3 dakika sonra yıkayabiliyor oluşumuz. 15-20 dakika maskeyle dolaşmak zorunda kalmamak bence hem pratik hem de zaman tasarrufu. Ayrıca 3 dakikada gerçekten etkisi çok iyi. Bu ürün de tekrar alacağım bir ürün oldu.



Yves Rocher Pure System Serisi hakkında Son yorum

Ilk defa gerçekten sevdiğim bir seri ile karşılaştığımı söyleyebilirim. Ama  tabii ki her şey beklentinize bağlı Yves Rocher Pure System Serisi böyle porselen bir cilde sahip olmamı sağlamadı tabi. Ama yıllardır muzdarip olduğum kapalı komedon derdinden beni kurtardığı için çok mutluyum. Yinede unutmamak gerekir ki her cilt farklıdır bu nedenle ürünler herkeste aynı etkiye neden olmaz. Mesela ablam da Yves Rocher Pure System Serisini kullandı ve o hiç memnun kalmadı. Ama Yves Rocher Pure System Serisi (toniği dışında) benim için bir kurtarıcı oldu desem yeridir. 

Sizin Yves Rocher Pure System Serisi hakkındaki düşünceleriniz neler?


6 yorum:

cilt bakımı,

Neutrogena Hydro Boost Water Gel Yorumu

05:04:00 aylin 0 Comments

Neutrogena Hydro Boost Water Gel nedir? Neutrogena Hydro Boost Water Gel ne işe yara? Neutrogena Hydro Boost Water Gel kullanıcı yorumları. Neutrogena Hydro Boost Water Gel blog yorumu.

Biz Kadınlar genellikle sadece kışın ciltlerimizi nemlendiriyor, yazları da ciltlerimizin neme ihtiyacının olduğunu unutuyoruz. Özellikle benim gibi yağlı ya da karma cilt sahibi kadınlar kendilerine uygun nemlendirici bulmakta zorlanıyor. Çoğu nemlendirici yağ bazlı olduğu için zaten yağlı olan ciltlerimizin iyice yağlanmasına, parlamasına hatta en kötüsü cildimizde sivilce oluşmasına neden oluyor. İşte tam burada yağ bazlı değil de su bazlı nemlendirici kremler imdadımıza yetişiyor. Bu nemlendiricilerden biri de benim çok severek kullandığım Neutrogena Hydro Boost Water Gel .




Neutrogena Hydro Boost Water Gel bana göre kesinlikle günlük kullanıma uygun.Kesinlikle cildimi çok güzel nemlendirdiğini ve kremi uyguladıktan sonra cildimin yumşacık hissettiğini söyleyebilirim. Cildime sürer sürmez hemen emiliyor hatta ellerim çok kuru olduğu için biraz ellerime de sürüyorum ellerimin bile yumşacık olduğunu ve kuruluktan oluşan kırışıklığının anında azaldığını belirmtem gerekiyor. 

Makyajın altına çok iyi bir şekilde baz oluşturuyor. Özellikle sadece pudra sürdüğüm ya da mat görünüm veren fondöten uyguladığımda cildimde pul pul dökülmeler oluyordu ama Neutrogena Hydro Boost Water Geli kullandığım zaman öyle kötü bir görüntü oluşmuyor.

Problemli bir cildim olduğu için yağsız nemlendirici kullanmayı tercih ediyorum ve gerçekten türkiyede şimdilik bulabildiğim en iyi yağsız nemlendiriclerden biri Neutrogena Hydro Boost Water Gel. Kokusu çok güzel, çok iyi nemlendiriyor, anında emiliyor, sivilce oluşumuna neden olmadı gün boyu yumşacık bir his bırakıyor ve çok güzel makyaj bazı işlevi görüyor. daha ne olsun?



Peki her güzelin kusuru, her gülün dikeni varsa Neutrogena Hydro Boost Water Gelin olumsuz yanları nelermiş onlardan da bahsetmezsek olmaz değil mi? Sevgili Neutrogena ,çoğu kremin ne güzel kullanışlı hijenik ambalajlardayken bu kremi neden böyle ağzı açık bir ambalaja koydunuz? Ben kapağı bu şekilde açılan ve parmağımı içine sokarak almam gereken kremleri pek hijenik bulmuyorum. Bu nedenle siz de kreminizi benim gibi daha kullanışlı, pompalı bir şeyin içine koyabilirsiniz. Onun dışında benim söyleyebileceğim ya da gözlemlediğim hiç bir olumsuz yanı yok.




Neutrogena Hydro Boost Water Gel fiyatı 35 TL . Kuru cilt ve normal cilt için olan seçenekleri var. Neutrogena Hydro Boost Water Gelin kuru cilt için olanı daha şeffaf bir yapıya sahip ve parfümsüz galiba(Tam hatırlayamadım) . Bendeki de normal cilt için olan, kıvamı resimde gördüğünüz gibi, ve parfümlü. 


Benim Neutrogena Hydro Boost Water Gel hakkındaki yorumum bu kadar. Aranızda Neutrogena Hydro Boost Water Gel kullanan var mı? Siz Neutrogena Hydro Boost Water Gel hakkında ne düşünüyorsunuz?


0 yorum:

güzellik,

Sebamed yağlı ve akneli cilt için temizleme köpüğü

09:50:00 aylin 1 Comments

Sebamed yağlı ve akneli cilt için temizleme köpüğü kullanıcı yorumu. Sebamed yağlı ve akneli cilt için temizleme köpüğünü kullananlar.Sebamed yağlı ve akneli cilt için temizleme köpüğü işe yarıyor mu?



Yağlı ve akneli ciltlere sahip kişiler söz konusu yüz yıkama ürünü olunca genelde tercihlerini agresif temizleme ürünlerinden yana kullanırlar. Agresif ürünlerin daha etkili olduğu sanılsa da aslında bu tür ürünler cildi tahriş eder, gereğinden fazla kurutur bu nedenle cildin daha fazla yağ üretmesine sebep olur ayrıca sivilcelendirmeyi arttırabilir. Bu nedenle yağlı ve akneli ciltler aslında kendilerine göre uygun bir yüz yıkama ürünü bulmakta zorlanırlar. Bugün size tanıtacağım ürün yağlı ve akneli ciltleri tahriş etmeden temizlemeyi vaad eden bir yüz temizleme köpüğü.Zaten resimden de anlaşılacağı üzere  Sebamed yağlı ve akneli cilt için temizleme köpüğünden bahsedeceğim size.

Sebamed yağlı ve akneli cilt için temizleme köpüğü klinik olarak test edilmiş ve 5.5 ph değerine sahip olduğu için cildin dış mantosuna zarar vermiyor. Köpük bir yapıda olması da her cilt tipi için uygun hale getiriyor. Yani hassas cilt de normal cilt de sorunsuz bir şekilde kullanabiliyor.Cildinizin yağlılık oranına göre isterseniz cildinizde 5 dakikaya kadar bekletebilirsiniz.


Şimdi size Sebamed yağlı ve akneli cilt için temizleme köpüğünün bendeki etkilerinden bahsedeceğim. Öncelikle gerçekten cildi tahriş etmediğini kurutmadığını söylemeliyim. Var olan sivilcelerimi tamamen geçirmese de yenilerinin çıkmasını engellediğini söylemem gerekiyor. Hafif, hoş bir kokusu var

Ben Sebamed yağlı ve akneli cilt için temizleme köpüğünü sabahları kullanıyorum. Sabahları cildimi tahriş etmeyecek bir ürün kullanmaya özen gösteriyorum yoksa zaten sabah tahriş olmuş bir cildin bütün gün dış etmenlerden dolayı daha fazla tahriş olabileceğine inanıyorum.yani Sebamed yağlı ve akneli cilt için temizleme köpüğü sabahları yüzü yıkamak için yeterli oluyor.

Peki Sebamed yağlı ve akneli cilt için temizleme köpüğünun olumsuz yanı ne? Bana göre makyaj kalıntılarını temizleme konusunda etkili bir ürün değil. Her şey iyi hoş güzel ama makyaj yapan biri sadece bu ürünü kullanarak cildini arındıramaz bence. Bu nedenle akşamları başka bir temizleyici kullanmayı tercih ediyorum.


Sebamed yağlı ve akneli cilt için temizleme köpüğünün fiyatı 150 ml ürün için 30 - 40 Lira arasında değişiyor. Ben Almanyadan 6€ gibi bir fiyata temin etmiştim. Sebamed yağlı ve akneli cilt için temizleme köpüğünü bir daha alır mıyım? Yani sadece sabah kullanmak için alabilirim ama ana yüz yıkama köpüğüm malesef olamaz.

Sizin Sebamed yağlı ve akneli cilt için temizleme köpüğü hakkında düşünceleriniz neler? Aranızda Sebamed yağlı ve akneli cilt için temizleme köpüğünü kullanan var mı?

1 yorum:

cilt bakımı,

Rival de loop Hydro Booster - Göz Rollonu

09:31:00 aylin 0 Comments


Rival de loop Hydro Booster -Göz Rollonu hakkındaki yazıma hoş geldiniz. Sevgili okurlar , daha olgun ciltlere göz çevresi bakımını ihmal etmemeleri gerektiklerini sıklıkla vurgulanır.Genelde daha genç cilter ise göz çevresi bakımını ihmal eder. Oysa genç yaşta nemlendirici bakım uygulamak ileriki yaşlarda daha geç kırışmamıza yardımcı olur. Dikkat edilmesi gereken nokta ise göz çevremize anti aging bakımı değil, nemlendirici bir bakım uygulamaktır. Bu konu hakkında daha ayrıntılı bir yazıyı yakında burada paylaşacağım.


Kendime günlük olarak kullanabileceğim sadece nemlendirme işlevi olan uygun fiyatlı ve pratik bir ürün ararken Rossmanda karşıma Rival de loop Hydro Booster -Göz Rollonu çıktı. Rival de loop Hydro Booster -Göz Rollonunun fiyatı 15 Lira ve 30 ml ürün içeriyor. Jelimsi bir kıvamı var ve rollon olarak uygulanması gayet pratik geldi bana. Rival de loop Hydro Booster -Göz Rollonunu geceleri yatmadan uyguladığımda sabahları gerçekten nemlenmiş bir göz çevresine uyanıyorum. Sabahları da uyguluyorum ve göz çevrem jeli emdikten sonra üzerine concealer uyguladığımda kapatıcı gözümün kırışıklıklarına dolmuyor. Rival de loop Hydro Booster -Göz Rollonunu en çok sevmemin nedeni makyajıma güzel bir baz olması. 

Deneyenbayan ve Soslubadem blogları da Rival de loop Hydro Booster -Göz Rollonunun göz altı morluklarına iyi geldiğinden bahsetmiş. Ben pek öyle bir etki gözlemlemedim, daha doğrusu dikkat etmediğimi söyleyebilirim.

Rival de loop Hydro Booster -Göz Rollonunun sevmediğim yanı ise yanlışlıkla çok sürerseniz jel yapış yapış bir his bırakıyor, ayrıca bazen göz çevremde yanma hissine neden olduğunu ve nedenini anlayamadığımı belirtmem gerekiyor. Aşağıdaki resimde  Rival de loop Hydro Booster -Göz Rollonunun jelimsi yapısı hakkında daha iyi bir fikir edinebilirsiniz


Sonuç olarak Rival de loop Hydro Booster -Göz Rollonu daha yoğun bakıma ihtiyaç duyan olgun ciltler için yetersiz kalacak bir ürün olsa da uygun fiyatlı göz çevresi nemlendirici ürün arayan genç ciltlerin kullanabileceği kaliteli bir göz nemlendiricisi. Krem kabında değil de roll on şeklinde olması da bana göre bir artı puan çünkü daha hijenik olduğunu düşünüyorum. 

Rival de loop Hydro Booster -Göz Rollonu hakkında benim yorumlarım bu kadar. Aranızda Rival de loop Hydro Booster -Göz Rollonu kullanan var mı?



0 yorum:

güzellik,

Sleek Sunset Far Paleti

10:34:00 aylin 0 Comments


Sleek Sunset far paleti yorumuma hoş geldiniz. Sleek Sunset far paleti 12 renkten oluşan, ve gün batımı renklerinden esinlenerek hazırlanan bir far paletidir.

 Öncelikle benim çok fazla far paletimin olmadığını günlük makyajlarımda the Balm Nude Tude ya da Wet n Wildın meşhur comfort zone far paletlerini kullandığımı  belirtmek istiyorum. Her gün çılgınlar gibi düğün makyajı yapmadığım için günlük makyajıma o iki far paleti yetiyor hatta özel gün makyajları için bile yeterli olduklarını düşünüyorum. Ama bir gün hep aynı renkleri kullanmaktan çok sıkıldım ve Sleek Sunset Far Paleti bana çok çekici geldi. Renkleri mükemmel duruyor ve nude tonlu makyajlar ile çok güzel kombinlenebileceğini düşündüm.


 

 
Sleek Sunset Far Paletinin pigmentasyonu bir Nude Tude olmasa da yinede başarılı olduğunu düşünüyorum ve primer ile uygulandığında daha kalıcı oluyorlar. Kullandığınız fırça da çok etkili ben genelde yumşak uçlu fırçalar kullanıyorum ama daha sert bir fırçayla hatta parmakla uygulayınca daha etkili ve yoğun sonuç alıyorum Sleek Sunset Far Paleti ile. 

Renkler ile çok farklı kombinasyonlar yapabiliyorsunuz ve aslında bu da Sleek Sunset Far Paletini eğlenceli kılan yanlardan biri. Ben özellikle Golden Hour rengine bayılıyorum, hatta dudağınıza nemlendirici sürüp üzerine Golden Hour rengini uyguladığınızda bile harika bir renk ortaya çıkıyor (denemelisiniz ).

Sleek Sunset Far Paleti kırmızı, pembe, turuncu ve kahverengi renkleri karışımlarından oluşuyor ayrıca mavi ve siyah içeriyor. Simli gibi gözükse de bu far uygulandıktan sonra sadece ışıltı katıyor böyle parlak parlak olmuyor. Farı uygularken sevmediğim yanlarından biri çok tozutması, bazen yanaklarıma dökülmüş oluyor bu nedenle önce göz makyajı yapıp ardından fondöten vs kullanmak daha mantıklı oluyor.

Sleek Sunset Far Paletinin ambalajından bahsedecek olursak gayet şık bir tasarımı var, içerisinde far uygulama aperatı ile birlikte geliyor ayrıca büyük bir aynası var ve bu da çok kullanışlı. Ambalajının dez avantajı ise kapağının zor açılması ve dışının çabuk kirlenmesi.




Sleek Sunset Far Paletinin fiyatı 50 Tl ama ben indirim zamanı 25 liraya aldım. Bence almayı düşünüyorsanız siz de indirim zamanını kollamalısınız. Bu far paletini sadece gratislerden temin edebilirsiniz.

Sleek Sunset Far paleti ile yaptığım makyajları daha sonra buradapaylaşacağım.


Siz Sleek Sunset Far Paletini nasıl buldunuz?

0 yorum:

cilt bakımı,

Sebamed Yağlı ve Akneli Ciltler için Matlaştırıcı Krem

16:23:00 aylin 0 Comments


Merhaba arkadaşlar. Yağlı cilt ve sivilcelerle verdiğim savaşta denediğim başka bir ürünü de sizinle paylaşmak istiyorum. Sebamed Yağlı ve Akneli Ciltler için Matlaştırıcı Krem. ben Sebamed Yağlı ve Akneli Ciltler için Matlaştırıcı Kremi almanyadan yaklaşık 5€ gibi bir fiyata aldım. Çoğu sebamed ürünü türkiyede bulunsa da ben bu kremi nedense bulamadım. Belki vardır da ben görememişimdir. Neyse size genel olarak yorumlarımdan bahsedeyim:




Sebamed Yağlı ve Akneli Ciltler için Matlaştırıcı Krem Hakkında kısa bilgi:

Bu krem özellikle fazla yağlanan ve yağlanma ile beraber parlama yapan ciltler için üretilmiş bir krem olup cildi arındırmayı ve parlamayı önlemeyi vaad etmektedir. Yağsuz ve emülgatorsüz olduğunu söylemektedir.
5.5 ph değerine sahip olması cildin dışındaki koruma bariyeri ile uyumlu olduğu anlamına geliyor halilye cildi tahriş etmiyor ve cildi bakterilerden koruyor. Hatta yatıştırıcı bir etkisi olduğunu iddia ediyor.İçerisindeki Aloe vera ve Hyalorik asit ile de cilde nem sağladığı da söylenen Sebamed Yağlı ve Akneli Ciltler için Matlaştırıcı Krem Türkiyedeki matlaştırıcı krem fiyatlarına bakılırsa 5€(şu anki kur ile çevirirsek 20Tlye geliyor) fiyatı ile gayet uygun. 




Sebamed Yağlı ve Akneli Ciltler için Matlaştırıcı Kremin Yapısı
Kapaklı sıradan bir ambalaja sahip olan bu krem ilk başta yağlıymış hissi uyandırıyor. Kokusu neredeyse hiç yok, yani tıbbi bir kokusu var ilacımsı ama çok çok hafif duyulan bir koku olduğu için sıkıntı yaratmıyor. Rengi beyaz şeffafımsı bir renk (resimde anlaşıldığı üzere). İlk başta yağlıymış izlenimi uyandırsa da uygulandıktan sonra uygulanan yerlerde tuhaf hafif bir gerilme ve kuruluk hissediyorum. Ama kremi sürdüğüm yerlere dokunduğumda gayet yumşak ve nemlenmiş bir cilt ile karşılaşıyorum.




Bendeki etkisi ve kişisel yorumum:
Sebamed nedense çok sevdiğim ve güvendiğim bir markadır. Bu nedenle bu kremi de gözüm kapalı gönlüm rahat kullandım/kullanıyorum. Kremi sürdükten sonra cildim gerilmiş ve kurumuş hissediyor ama daha önce de bahsettiğim gibi dokunduğumda ise sanki pürüzsüz ve düzmüş gibi hissediyor ve yumşacık oluyor. Gerçekten cildimin sebum dengesini düzenlemiş gibi bir etkisini fark ettim yani bu kremi kullandığım zamanlar cildim daha az yağ üretiyor. Ama şunu belirmeliyim Sebamed Yağlı ve Akneli Ciltler için Matlaştırıcı Kremin matlaştırıcı etkisi çok uzun dayanmıyor malesef bu da olumsuz bir yanı bence. Bir süre sonra yine cilt parlamaya başlıyor.Yani bu kremin cildimi beslediğinden eminim ama Matlaştırıcı etki vaadini yerine getiremiyor hatta sanki daha erken yağlandırmaya başlıyormuş gibi geldi...

Sonuç olarak parasına değeck bir ürün olup olmadığı kararını size bırakıyorum. Türkiyedeki fiyatı nasıldır bilmiyorum ama biz burada başka kremlere en az 50 lira vs bayılırken 5€ ya imkanınız varsa deneyin derim :)

Siz Sebamed Yağlı ve Akneli Ciltler için Matlaştırıcı Kremi nasıl buldunuz? 

0 yorum:

güzellik,

Loreal Colorista - İndigo

06:05:00 aylin 0 Comments

Loreal colorista indigo yorumu. loreal colorista nedir? loreal colorista işe yarıyor mu? Loreal colorisa ne kadar süre kalıcı? Loreal Colorista her saça uygulanıyor mu? loreal colorista kullanıcı yorumları.



Merhaba sevgili renkli saç sever okurlarım. Bugün sizinle Loreal Colorista uygulamamdan bahsedeceğim. Ayrıca loreal coloristanın geçici saç boyasının saçımda etkisinden ve memnun kalıp kalmadığımdan bahsetmek istiyorum. Saçımın renginden bahsedelim önce. Burada bahsettiğim ve kendi kendime saçımın rengini açmaya çalıştığım ama hüsranla sonuçlanan, pek sevemediğim saç rengim şöyle:



Gördüğünüz gibi açık bir saç rengim var. Ve yanda gördüğünüz gibi de hangi saç renginde nasıl bir sonuç olacağını görebiliyorsunuz. Buradan da bende nasıl bir sonucun olacağını tahmin edebiliyordum zaten.

Bendeki sonuç ise şöyle:


Sarılıklarım sanki küllü/kahve/mor umsu bir renge dönüştü. Gün ışığında daha morumsu yansımalar olsa da evde floresan ışığında bazı yerler sanki kendi saçımla aynı renkmiş gibi görünüyor.
Loreal Colorista kullanmak isteyenlere tavsiyem: Etkili bir sonuç için saçınızı baya bi açmanız gerekiyor.

Peki 24 Tl’ye değdi mi dersiniz? Bence hayır. Fiyatına göre Loreal Colorista tamamen bir fiyasko. Zaten paketin içinin yarısı boş. Yani ilk elime alıp dokunduğumda paket sanki çok doluymuş gibi, bi sıkıyorsunuz içinin yarısı hava çıkıyor zaten. Paketin yarısı boş olunca benim saçıma anca yetti. Hatta yetti de diyemeyiz boyayı bazı yerlere yeterince yediremedim.Bu fiyata asla değmedi. Ben geçen sene color jeans boyayı 15 Liraya satın almıştım. Morfose’un boyasını 20 25e bulursunuz ve her hafta saçınızı boyarsınız o boyalarla.(Bu loreal boyanın özelliği 7 -10 yıkamadan sonra akması imiş ama 10 yıkamada olmasa da morfose’un kullandığım boyası da aktı gitti yani her türlü akıyorlar zaten).

Uzun lafın kısası, Loreal Colorista boyaları tam bir fiyasko. Eğer saçınız çok çok açık bir sarı değilse boşuna paranızı loreal coloristaya harcamayın bile. Ben gerçekten çok heves edip almıştım ama hayal kırıklığı oldu benim için. Kaldı ki tüm colorista renkleri arasından en koyu saçlara uygulanabilen de indigo rengiydi.



Siz Loreal Colorista boyaları hakkında ne düşünüyorsunuz? Aranızda kullanan deneyen var mı? Loreal Colorista  Fiyatı nasıl sizce? En önemlisi saçım  nasıl olmuş J

0 yorum:

cilt bakımı,

Procsin AcneMin Sebum Cleansing Gel - Siyah Nokta Önyelici yüz yıkama jeli

11:32:00 aylin 0 Comments


Merhaba Arkadaşlar bugün sizi Procsin AcneMin siyah nokta önleyici yüz yıkama jeli ile tanıştırmak istiyorum. Ben Procsin AcneMin siyah nokta önleyici yüz yıkama jeli ile ilk defa 2015 Yılı ocak ayında tanışmıştım. Yine alnımdaki kapalı komedonlar coşmuş, bu komedonlara çözüm arıyordum (komedonlar siyah noktaya ya da ucu kapalı beyaz noktaya dönüşür ben de beyaz nokta sıkıntısı vardı aslında). Procsin AcneMin siyah nokta önleyici yüz yıkama jelinin piyasa fiyatı 40 Tl ben indirimden 20 Tl'ye almıştım. 



Önce size Procsin AcneMin siyah nokta önleyici yüz yıkama jeli'nin yapısından bahsetmek istiyorum. Rengi turuncumsu ve jel kıvamında (hadi canım bir jel'in jel kıvamında olduğunu belirtmem... :D ). Bu jel yüze sürüldüğünde güzel köpürüyor. Kokusu da rahatsız edici değil. 

 Bendeki etkileri neler oldu

- Özellikle yoğun bir T bölgesi yağlanmasına sahip olduğum için cildi güzel temizleyen ama kurutmayan bir temizleme ürünü arıyordum. Procsin AcneMin siyah nokta önleyici yüz yıkama jeli tam da istediğim gibi temizlik sağlarken aynı zamanda da cildi kurutmamasını çok sevdim.
- Bende pek siyah nokta sorunu yoktu ama alnımdaki beyaz noktaları azalttığını, oluşumunu engellediğini belirtmem lazım. (Olanları tamamen yok etmedi tabi ama gerçekten oluşmasını engellediğini gözle görülür bir şekilde fark ettim.)
Procsin AcneMin siyah nokta önleyici yüz yıkama jelinin cildimin yağ dengesini koruduğunu söyleyebilirim.
- Özellikle burada bahsettiğim toniği ile beraber kullanınca etkisini daha iyi gördüm (Ben önce toniği almıştım tonikten çok memnun kalınca jeli de edindim)


Sevmediğim yanları

Procsin AcneMin siyah nokta önleyici yüz yıkama jelinin en sevmediğim yanı sanki ne kadar yıkarsam yıkayayım cildimde kaygan bir his bırakıyormuş gibi, yani tamamen ciltten çıkaramıyormuşum jeli gibi bir hisse kapılıyorum.
- Bu jel her ne kadar AcneMin dese de gerçekten siyah nokta gibi ufak tefek cilt kusurları için bir jel. Zaten daha farklı bir vaadi de yok, yine de daha sıkıntılı akne sorunu olan arkadaşlar bu jeli edinmek isterse onlara pek tavsiye edemiyorum. 




Sonuç Olarak:
Bence Procsin AcneMin siyah nokta önleyici yüz yıkama jeli tam da vaadlerini yerine getiren bir jel. Günlük kullanımda hiç bir sıkıntı yaratmayan cildinizle barışmanızı sağlayan standart bir ürün aslında. Ama yinede sadece indirim zamanı alınası olan, bana göre 40 Tlyi hak etmeyen bir ürün. Yani bir daha 20liraya görsem alırım ama 40lira vermeyebilirim. 

Sizin Procsin AcneMin siyah nokta önleyici yüz yıkama jeli hakkında yorumlarınız neler? Nasıl buldunuz bu jeli? Bu jel ile beraber kullandığım toniğe de göz atabilirsiniz.

0 yorum:

güzellik,

Sebamed Kepek Şampuanı

15:30:00 aylin 0 Comments



Bloguma hoşgeldiniz. Siz de benim gibi kepekten muzdarip misiniz? Siz de kepek şampuanı mı arıyorsunuz? Yolunuz buraya düştüyse muhtemelen Sebamed Kepek Şampuanı hakkında bilgi arıyorsunuz. Bendeki  Sebamed Kepek Şampuanını almanyadayken almıştım. Türkiyedeki  Sebamed Kepek Şampuanının ambalajı daha farklı ama vaadleri aynı olduğu içeriğin farklı olduğunu düşünmüyorum.

Kendi saç yapımdan bahsetmem gerekirse aslında kıvırcık ve kuru bir saç yapım var. Lise yıllarımdan beri de kepekten şikayetciyim. O zamanlar zeytin yağı maskeleri ve sirkeli sularla kepek sorunlarımı çözmeye çalıştıysam da tamamen etkili bir çözüm bulamadım. Sanki kafa derim hava alamıyormuş gibi hissediyorum ve saç derim dökülüyor dökülmesiyle beraberde kaşıntı oluşuyor gibiydi. Saç diplerindeki kötü görüntüye değinmeye bile gerek yoktur herhalde.

Üniversite yıllarımda bir süre "Ketoral" adlı ilaç sanayi tarafından üretilen kepek şampuanını kullandım. Ketoral saçı çok kurutan ve kazık gibi yapan ama kepek konusunda gerçekten çok etkili bir şampuan. Yinede devamlı olarak kullanmak istemediğim için o dönemde bıraktım ve bir süre kepek sorunu yaşamadım.

Şu sıralar yine yoğun bir kepek sorunu yaşıyorum ve tercihimi  Sebamed Kepek Şampuanından yana kullandım.

 Sebamed Kepek Şampuan olumlu yanları:

- Almanyada bağımsız test enstitüleri tarafından İyi olarak değerlendirilmiş olması ( Çok iyi'nin bir tık altı Kaynak) (Head&Shoulders yan etkilere neden olan bazı içerikler nedeniyle yetersiz notu almıştır)
- Ph 5.5 değeri ile saç derisinin kendi bariyer fonskiyonunu korumaya yardımcı oluyormuş. Yani saçımızdaki değerli yağları da kırmıyor.
- Yağlı saçların kullanımına uygun.
- Bende kepekten dolayı oluşan saç derisindeki kaşıntıyı azaltmıştır
- Kepkte gözle görülen bir azalma oldu.


 Sebamed Kepek Şampuan olumlu yanları:

- Neredeyse tüm şampuanlarda kullanılan ve köpürmeyi sağlayan Sodium Laureth Sülfat adlı etken maddeyi sebamed şampuan da içeriyor. Sodium Laureth Sülfat 'ın kanser oluşumunu hızlandırdığı ve ciltte bazı reaksiyonlara neden olduğu söyleniyor. Bu konu ile ilgili daha fazla bilgi burada.
- Kepeği gözle görülür bir şekilde azalttıysa da aylardır kullanıyorum -yok etmedi. Saçımı yıkamayı biraz geciktirsem ya da bu şampuanı kullanmasam hemen bir kaşıntı alıyor başımı ve kepeklerim oluşmaya başlıyor.

Yani bende tamamen bir çözüm olmadı, yinede daha iyi kepek şampuanı buluncaya kadar bu şampuanı kullanmayı devam edeceğim sanırım. Sizin Sebamed Kepek Şampuanı ile deneyimleriniz var mı?




0 yorum:

Dil Okulunda Çalışmak

08:49:00 aylin 0 Comments




Dil okulunda çalışmak nasıldır. Dil okulunda çalışanların maaşı. Dil okullarında çalışma şartları. Dil okulunda çalışan ingilizce öğretmenleri. Dil okulunda çalışmak mı devlette çalışmak mı? İngilizce öğretmenleri nerelerde çalışabilir?

Merhaba arkadaşlar.Bundan bir sene önce bir dil okulunun iş teklifini kabul etmeden önce her yerde aradığım ama sorularıma cevap verecek nitelikte bir kaynağa ulaşamadığım için karar verme aşamasında zor günler geçirmiştim. Şimdi ise bir yıllık deneyimimi sizlerle paylaşmak, dil okullarında çalışmanın nasıl bir şey olduğu konusunda size biraz ışık göstermek istiyorum.

Herkesin en çok merak ettiği konu ile başlayayım. Dil okulunda çalışırsan ne kadar kazanırsın?
Öncelikle maaş meselesinin şehirden şehire, dil okulundan dil okuluna göre değiştiğini söylemeliyim. Eskişehirde saat ücreti 12-16 iken İstanbulda başlangıç ücreti olarak saati 18-20 liraya çalışan hocalar tanıyorum.( Ama bu dediğim saat ücretlerine sigorta dahil değildi)
Aslında ne kadar kazanacağınız tamamen size bağlı bir etken. Tecrübeniz var mı? Kendinize güveniniz nasıl? Giyim kuşamınız nasıl? Hatta en önemlisi kendinizi nasıl pazarlıyorsunuz? Tecrübeli ve presentable kişiler tabii ki her zaman tercih nedenidir, ve bu sayede ücret konusunda pazarlık yapma üstünlüğünüz de olur. Bulunmaz hint kumaşı olmasanızda ekonomik beklentinizin daha yüksek olduğunu vurgulayın bir şekilde iki tarafa uyan bir orta yol da bulunacaktır.
Çalıştığım dil okulunda bana Full Time öğretmenlik teklif edildiğinde (haftada 40 saat ders için) başlangıç için 1500Tl + Sigorta + Yemek teklif edildi. Benimle aynı dönemde başlayan ve 1700 lira teklif edilen de vardı(evli ve çocuklu). Aylık 160 saatten fazla girdiğim ders için de ek ders ücreti 10 Tl gibi bir ders ücreti teklif edildi. Dil okulunun yeni açılmış olması, benim tecrübesiz olmamım sonucunda böyle bir rakam ortaya çıktı. Ben bu teklifi kabul etmedim.
Ayrıca Native bir hocanın haftada 40 saate 2500 tl aldığını, saat ücreti ile çalışan başka yabancı hocaların da saati 20 alanın 25 alanın olduğunu söylemem gerekiyor. Yani malesef ana dili ingilizce olan hocalar biz türklerden daha çok maaş kazanıyor.

Dil okulunda genel olarak hangi saatlerde çalışırsın?
Yine dil okulundan dil okuluna fark eden bir soru ama genel olarak Hafta içi ve Hafta sonu sabah grupları, öğle grupları ve akşam grupları vardır. Genelde yoğunluk hafta sonu ve hafta içi akşamlarında oluyor.  Bazen programınız sıkıntılı olabiliyor bir grubunuz öğlen 1 de bittiyse akşam 7 de yeni başlayan bir grubunuz oluyor ve o arada eve gitmek ya da bir şekilde vakit geçirmek zorunda kalıyorsunuz. Bu tarz durumların yaşanmaması için öncesinde çalışmayı düşündüğünüz kurumun eğitim koordinatörüyle bu konuyu görüşün.

Dil okulunun bana göre avantajları nelerdir?
Bence bir ingilizce öğretmeninin kendini en iyi geliştirebileceği ve en çok eğlenebileceği ve rahat edeceği yer dil okuludur. Çevrende bir sürü farklı ülkeden gelen Yabancı hocalarla “speaking” yeteneğinizin ne kadar geliştiğini tahmin bile edemezsiniz. Hele ki hiç ingilizce konuşulan bir ülkeye gitme fırsatı bulamadıysanız dilinizi geliştirmek için bire birdir. Sınıflar en fazla 12 kişilik oluyor ve genelde ingilizceyi gerçekten öğrenmek isteyen , eğitim için para ödemiş ve bir şeylerin bilincinde olan öğrencileriniz oluyor. Hele ki bir de kafa dengilerse eğlene eğlene ders işlersiniz. Yine öğrencilerin az olması ve yetişkin olması (30 tane çocukla aynı sınıfta olmaktan) daha rahat. Ben çocuk gruplarını da çok seviyorum ama çocuklar enerjik oluyor haliyle daha yorucu oluyorlar. Ayrıca benim çalıştığım dil okulundaki tüm hocalar da çok kafa dengiydi, hepsi bambaşka insanlardı ama hepsi de bana yeni şeyler kattı. Patronlarımın da genç olması ve egolu insanların olmamasıda ilk çalışma deneyimimi kolaylaştırdı.

 Dil okulunda çalışmanın dez avantajları nelerdir?
Benim çalıştığım okulun en kötü özelliği malesef maaşlarımızı geç almamızdı. Okulun yeni kurulmuş olması ve ufak çaplı ekonomik bir krizin yaşanmış olmasına bağlıyordum. Ama ne olursa olsun çok sıkıştım diyince en azından maaşlarımızın bir kısmını vererek bizi mağdur etmemeye çalışıyorlardı.
Kurumsal kaynaklı sıkıntılar her okulda farklı olabilir ama öğrenci kaynaklı sıkıntıları her yerde yaşayacaksınız. Bazı öğrencilerin “ben buraya para veriyorum” mantığı ile öğretmenleri satın aldığını sanması ve saygısızlık yapmasını da gördüm, genç bayan hoca olunca yılışık yılışık sarkıntılık yapmasını da gördüm malesef. Ama bu da muhtemelen seviyesiz insanın olduğu çoğu iş yerinde vardır. Bu meseleyi de yine sadece dil okullarına maledemem.
Bazı dil okullarında kitap kullanılmıyor öğretmenin her derse kendi materyallerini hazırlaması gerekiyor. Bu da vakit kaybına neden olabiliyor. Ayrıca yine bazı okullarda hocalara bir seneleri geçtikten sonra maaşlarına zamn yapmamak için mobbing uygulandığını duydum.

Dil okulu benden demo ders istedi ne yapmalıyım?
Öncelikle demo dersin konusunu ve hangi öğrenci seviyesini anlatacağınızı sorun. Genelde türk hocalara demo ders yapıcaksanız sizden gramer alatmanızı isteyecekler. Mümkün olduğunca türkçe konuşmadan ders anlatın bence. Eğer yabancı bir hocaya demo ders yapıcaksanız daha farklı etkinlikler bulabilirsiniz. ( Meselaben bir kaç yere demo dersi vermeye gittim, türk hocalar hep gramer anlatmamı istedi mesela past perfect tense gibi, ama yabancı hocalar bana bıraktı ben de her zaman kullandığımız kelimeler yerine kullanabileceğimiz farklı kelimeleri öğreten vocabulary ağırlıklı bir demo ders yapmıştım ve çok sevmişlerdi)

 Son not:
Sevgili dil okulunda çalışmayı düşünen arkadaşlarım. Bu hayatta her deneyim sizin için bir artıdır. Ben bazen maaş alamadım, bazen öğrencilerden kötü muamele gördüm, bazen işe gitmek istemedim. Ama dil okulundan ayrılırken gönlüm buruldu üzüldüm. Her şeye rağmen İngilizcemin aşırı ilerlediğini fark ettim. Atama beklerken boş boş duracağıma kendimi geliştirmek istedim nitekim ki geliştirdiğime inanıyorum. Ne yaparsanız yapın, yaptığınızın en iyisini yapmaya çalışın. Bir eksikliğinizi hissediyorsanız o eksikliğinizin arkasında durun ve eksiğinizi tamamlayın. Siz ne kadar donanımlı olursanız o kadar özgüvenli olursunuz ve bunun size dönüşü her zaman iyi olur.


Baya uzun bir yazı oldu ama, umarım Dil okulunda çalışmak hakkındaki yazım sizin için faydalı olmuştur. Etik olması açısından çalıştığım dil okulunu gizli tutacağım. Yukarıda bahsettiğim her şey kendi görüşüm ve düşüncelerimdir. Bu konulardan ayrı merak ettiğiniz bir şey varsa yorumlara soru olarak yazabilirsiniz.   

0 yorum:

Flormar Jel Eyeliner

07:23:00 aylin 1 Comments


Merhaba sevgili eyeliner severler. Bana uygun fiyatlı en iyi eyeliner ne? diye sorsanız hiç tereddüt etmeden Flormar Jel Eyeliner derdim. Bugünkü yazımda Flormar Jel Eyeliner hakkında düşüncelerimi paylaşacağım. Flormar Jel Eyelinerın fiyatı 24.90 ama indirim zamanı çok uygun bir fiyata alabilirsiniz (Ben 12 Tl'ye aldım)

Flormar Jel Eyeliner'in en sevdiğim özelliği Patel Pro fahion liquid eyeliner gibi bir süre sonra kırılmıyor. İlk sürüşten itibaren sürdüğüm gibi kalıyor. Bazı kullanıcılar bu eyeliner'in bulaşma yaptığını söylemiş ama ben öyle bir etki görmedim. Sabah sürdüğümde nasıl ise akşam öyle duruyor. Hatta Flormar Jel Eyeliner o kadar kalıcı ki çıkarması da çok zor oluyor.

Yani önce yüzümü makyaj temizleme jeli ile yıkayıp sonra micellar temizleme suyu ile silip normal bir yüz yıkama jeli ile sildiğimi göz önünde bulundurursak Sabahına bazen haka eyeliner artıklarıyla uyanıyor olmam zaten Flormar Jel Eyeliner'ın baya kalıcı olduğunun kanıdı olsa gerek (Ama bence bu çok da iyi bir şey değil -bizi memnun etmek zor )




Flormar Jel Eyeliner burada gördüğünüz gibi üç parçadan oluşuyor. İlk başta bu kısa fırça ile nasıl uygulanıcak bu nasıl bir eyeliner diye düşünüp farklı eyeliner fırçalarını denemiş olsam da sonradan aklım başıma geldi neden görmemişim fark etmemişim bilmiyorum aslında fırçacın ucu kapak kısmıyla birleşince harika bir eyeliner fırçasına dönüyormuş.


Flormar Jel Eyeliner'ı eyeliner sürme konusunda başarılı olmayanlar için de uygun bir ürün (bknz: ben). Özellikle fırçası ince bir eyeliner sürmenize yardımcı olabiliyor. Ben daha önce Maybelline'in jel eyeliner'ini de kullanmış biri olarak bu flormar'ın fırçasını daha çok beğendim. 


Şimdi Flormar Jel Eyeliner'ı kısaca özetleyecek olursak:
- Gözde kırılma pullanma yapmıyor nasıl sürdüysem öyle kalıyor.
- Güzel siyah bir bitişi var
- Uygulaması kolay, fırçası güzel.
- Fiyatı indirim zamanı gayet uygun olabiliyor.
- Fiyat ürün performansını karşılaştırırsak bence gayet başarılı bir ürün.

Fırsat bulursam buraya ilk sürdüğüm hali ve akşam kalan hali arasındaki farkı gösteren bir fotoğraf da çekeceğim inşallah :)

Sevgili okurlar, siz Flormar Jel Eyeliner'ı nasıl buldunuz? Aranızda kullananlar var mı? Ya da Flormar Jel Eyeliner dışında farklı eye'liner önerileri olanınız varsa da yorumlara yazabilir.

Size güzel günler diliyorum.

1 yorum:

ordanburdan,

bir pazar günü nasıl değerlendirilir

17:34:00 aylin 0 Comments

Hani o pazar günleri vardır ya, gerçi varmıdır bilmiyorum. Belki de size hiç olmamıştır ama ben çok sıkılırım pazar günleri. Tek başıma olmaki bütün gün verimli hiç bir şey yapmamak, arkadaşlarımı görmemek okula gitmemek hepsi çok sıkıcı geliyor. Bugün okul yokmuş diye haber geldiğinde üzülen tarz insanlardanım. Okul yoksa arkadaşlarımı da göremem, ben okula zaten 3-5 bilgi öğreneyim onun dışında da arkadaşlarımı göreyim diye gidiyordum.

Neyse bugünün bitmesine 49 dk kala bir genel değerlendirme yapacak olursam, çok boş bir gün olduğunu fark ettim ve size sıkıcı pazar günleriyle ilgili bir kaç tavsiye vereceğim.

1- Çoğu insan pazar gününü geç saate uyanarak tercih eder, ama bence erken kalkıp yürüyüş yapın!
Evet, hava ne olursa olsun erken kalkıp yürüyüş yapmak uykunuzu açacak, canlılık katacak hem de muhtemelen hareketsiz kalan vücudunuza büyük bir iyilik yapmış olacaksınız. Ayrıca erken kalkarsanız akşam da erken yatarsınız ve böylece pazartesi okula/işe gitmek için erken uyanmak çok da büyük bir sıkıntı olmaz değil mi? Bu sabahı tembellik yaparak geçireceğime kalkıp yürüyüş yapsaydım en azından yavaştan uykum gelirdişimdi.

2- Laik olduğunuz bir kahvaltıyla ödüllendirin kendinizi.
Modern yaşamın klişesi değilmidir vaktşn hiç bir şeye yetmemesi. Düzgün kahvaltı yapamamak, geçiştirmek. Kahvaltının ne kadar önemli bir öğün olduğuna dair nutuk çekmek gibi bir niyetim yok zaten yeterince duyuyoruz. Sağlık için öneminden çok, piskolojik olarak da kendimize değer verdiğimizi göstermek için en güzelinden rahat rahat kahvaltı yapmak bence iyi gelecektir. Dışarda yapmayacaksanız bile bence evde üşenmeyin ve sofranızı donatın, hatta varsa sizin gibi erken uyanan arkadaşlarınız, onları da çağırın. Bu sabah tost yapıp geçiştirdim. Keşke onun yerine harika bir kahvaltı tercih etseydim.

3- Kitap okuyun, gazete okuyun, dergi okuyun ya da blogumu okuyun :)
Kahvaltıdan sonra kahvenizi yapın ve alın bir şeyler okuyun sakince, uzun zaman önce başladığınız bir kitapvardır ona devam edin, belki de öylesine bir dergi karıştırabilirsiniz, veya sanal ortamlarda dolaşıp güzel yazılar okuyabilirsiniz. Bedeniniz dinlenirken bırakın beyniniz çalışmaya devam etsin, onun çalışmaya ihtiyacı var zaten. Açmayın o gereksiz bilgilerle dolu magazin programlarını. Neyse ki bu tavsiyeme kendim de uydum bugün. ( Çok şükür !)

4- Haftanızı planlayın
Çok planlı, her yere ajandayla yetişen bir insan değilim tabiki, ama oturup önümdeki haftayı planlamak, ne zaman hangi işimi halledeceğimi düşünmek, hangi projeyi hangi günüme ayıracağımı ya da ne zaman hangi ödevi yapacağımı düşünmek önümdeki hedeflere ulaşmamı daha da kolaylaştırıyormuş gibi geliyor bana, ya da en azından bilinç altımı yapacağınız işlere hazırlarsınız. Çok disiplinli bir plan haızlrayın demiyorum tabii ki ama az buçuk ne zaman neyi yapacağınız belli olsun bu doğrultuda hareket edin. ( Bu sizi bir kahve içmeye davet eden arkadaşlarınızı sırf planınıza uymuyor diye red edeceğiniz anlamına gelmez , biraz da spontane olun)


5-Değişik yemek tarifi deneyin
Bazı günler, özellikle boş günlerde çok değişik şeyler yemek istiyor insanın canı. Sonra gereksiz abur cuburlara sağlıksız yiyeceklere sarıyoruz. Bunun yerine internetten hem sağlıklı, hem pratik hem de tadı güzel olan çok tarifler var, belki bunlardan birini deneyebilirsiniz. Hem kaliteli vakit geçiririsiniz, kendinizi geliştirirsiniz, tabi sonunda aç kalmanız da muhtemel :) Ama belki de içinizdeki cevheri keşfedersiniz . Gerçi ben ne zaman değişik tarife girişsem, sonunda dışardan yiyecek sipariş etmekle biter girşimim. Ama eninde sonunda ben de başaracağım:)


6-Yenibir şey öğrenin
Varsa sizin de yakınınızda farklı yetenekleri olan kişiler, hemen benim gibi üzerine atlayın. Benim sevgili arkadaşım Ayşe, 8 yaşından beri örgü örer. Ve ben de 22 yaşımda örgü örmeyi öğrenmeye kalkıştım. Hadi bakalım, söke öre söke öre öğreniyoruz. Sizin illa örgü öğrenmeniz şart değil tabii ki, ama öğrenin işte değişik şeyler deneyin. Kendinize güzel bir hobby bulursunuz. Belki de yukarda bahsettiğim yemek işine çoktan merak saldınız. Eh artık bir gün beni de yemeğe davet edersiniz.


7- Kendinize vakit ayırın
Erkek de kadın da kendini şımartmayı hak eder. Ben kendime vakit ayırmak dendi mi aklıma gelen ilk şey güzel saç ve yüz maskeleri yapmak, banyoda biraz vakit geçirmek sonrasında güzel tonikler parfümler sürmek gibi şeyler düşünüyorum nedense. Herkesin çok kolay uygulayabileceği hazır maskeler, ya da herkesin evinde olan malzemelerle yapılabilecek doğal maskeler var. Yapın sürünün cildinize kendinize bir iyilik yapın. Hem güzel vakit geçirirsiniz, hem de kendinizi şımartmış olursunuz. Eğer varsa erkek okuyucularım, siz de deneyin gerçekten erkekler de bakımlı olabilir :)

8- Sevdiklerinizi arayın vakit ayırın
Kendimize vakit ayırdık mı, tamam peki ya sevdiklerimize. Hep aklınıza gelen o eski arkadaşlarınız vardır bi ara arayayım dediğiniz ama 2 aydır hala aramadığınız, hal hatır sorma vakti geldi artık. Ya da sevdiğiniz uzak akrabalarınız, yaşlı teyzeleriniz tanıdıklarınız. Bir aramanızdan o kadar memnun kalırlar ki emin olun. İnsanların sevindiğini fark edince siz de değişik bir tatmin duygusu yaşayacaksınız .

9- Güzel bir film izleyin
Günümüzü çok yoğun olmadan ama keyiflli bir şekilde geçirdik mi, evet. Eh o zaman son keyifli kısma geldik. Odanıza mum yakın, kucağınıza battaniyenizi alın, mısırınızı da patlatın ve açın güzel bir film. Tadını çıkarın keyifli keyifli, zaten pazartesiye saatler kalmış. Şu anın tadını çıkarmamak olmaz.

Keyifli bir pazar geçirdiniz, yeni hafta için enerjinizi topladınız ve erken kalkmanın, karanlıkta film izlemenin güzel bir yan etkisi olan uykunuzun erken gelmesi de size rahat bir uyku sağlayacaktır. Bence uykunuz geldiyse sakın kaçırmayın ve hemen uyuyun.


Benim için güzel bir pazar günü denince bu liste aklıma geliyor, tabi eklenecek bir çok madde var mesela arkadaşlarla görüşmek , dışarda vakit geçirmek ama nedense evde olma havamdaydım bugün. Peki sizin aklınıza ne geliyor güzel bir pazar günü denince? Merak ediyorum açıkcası. Fikirlerinizi yorumlara bırakabilirsiniz .

Sevgilerle
Aylin

Not: Bu postu 2015 yılının son aylarında kış mevsiminde yazmıştım. Ama nedendir bilinmez paylaşmamışım taslaklarda kalmış öyle. 22 yaşındaki Aylinin hatrına paylaşıyorum şimdi bunu :) 

0 yorum:

isana Saç Spreyi ( Ekstra Kuvetli) Rossmann

17:26:00 aylin 0 Comments


Merhaba arkadaşlar. Size sadece öneri niteliğinde bir saç spreyinden bahsetmek istiyorum : Rossmann'dan kolaylıkla temin edebileceğiniz isana Saç Sprey. Elbettte bu saç spreyin büyükleri de var ama ben seyahat boyu olanını almayı tercih ettim.

Isana Saç Spreyinin seyahat boyu olan versiyonu yanlış hatırlamıyorsam 5Tl idi.Sadece bir iki defa saç spreye ihtiyacınız olacaksa yani devamlı kullanmayacaksanız 15-20 lira alıp evde bir kenarda sürüneceğine ufak boyu almak mantıklı geldi bana. Hem daha az yer kaplayacak hem de gereksiz yere daha fazla para harcamış olmayacaksınız.

.
Eğer ki sık sık saç spreyi kullanan biri iseniz Isana'nın seyahat boyu saç spreyini almanız yine mantıklı. Sonuçta çantanıza atın gitsin. Tatile giderken saç düzleştiricisinden fön makinesine kadar değişik şeyleri kendimize yük ediyorsak bari saç spreyimiz boşuna fazladan yer kaplamasın :)


Ben çok sık saç spreyi kullanmıyorum yinede arada ihtiyaç duyuyorum. Bebek saçlarım çok fazla ve atkuyruğu yaptığım zaman başımın üstünde tiftik tiftik oluyor. Sanki kafamda ayrı bir kabarıklık varmış gibi durması beni aşırı rahatsız ediyor ( özellikle saçımı düzleştirip topladığım zamanlarda). Bu nedenle saçıma istediğim şekli verdikten sonra fön fırçasına benzeyen bol kıllı taraklı bir fırçaya biraz ürün sıkıp saçımın kabaran yerlerini yatırarak tarıyorum. Çok fazla saç spreyi deneyimim olmadığı için kıyaslama yapamaycağım ama en azından böyle taş gibi semsert ya da yapış yapış bir görüntü olmadığını söyleyebilirim. Yani benim kullandığım amaç doğrultusunda ihtiyacım olanı uygun bir fiyat ile karşıladığı için bence iyi.

isana Saç Spreyi ortalama yarım gün falan dayanıyor sonra yavaş yavaş dağılmaya başlıyor. Ama 3-4 saatlik bir düğününüz,mezuniyetiniz var ise gayet yeterli olabiliyor. Sanki 24 saat saçımızda spreyle mi gezicez :)

isana Saç Spreyini ya da herhangi başka bir saç spreyi kullandıktan sonra saçınızı yıkamayı ihmal etmeyin. Bu saç spreyi saçtan çok kolay çıkıyor bi şampuanlama bile yetiyor.

Son olarak da bu saç spreyi içerisinde besleyici vitamin ve UV filtresi içerdiğini söylüyor. Ama tabi bir kaç saat saçta duran bir maddenin saçı besleyip çok iyi geleceğine pek inanmıyor olsam da, belki diğer spreylere göre bir tık daha iyidir bu yönüyle.

Siz isana Saç Spreyi hakkında ne düşünüyorsunuz? Bize önerebileceğiniz başka saç spreyleri var mı?

0 yorum: