güzellik,

Yüz yıkama fırçaları... Gerçekten gerekli mi?

06:04:00 aylin 3 Comments



Elektronik yüz yıkama fırçaları cilt temizliğinde uzun zamandır yeni trend. Peki ya gerçekten gerekli mi benim tecrübelerimi paylaşma vakti geldi.
Öğrencilik nedeniyle size marketlerin en pahalı ve en kaliteli diye sattıkları ürünlerin yorumunu yapamam, ama almanyada 20 ile 30 euro arasında satılan Beurer markalı yüz yıkama fırçam sayesinde ve bu konu hakkındaki geçmiş bilgilerim ile size iyi kötü bir fikir edinmenize yardımcı olabilirim. 



Öncelikle benim elimdeki beurer yüz fırçası ile ilgili düşüncelerim neler?
Bana kalırsa illa ki herkesin evinde olması gereken, olmazsa olmaz bir ürün değil. En basit örnek ile size elektrikli diş fırçası olmadan da dişlerimize bakabiliyorsak, bu yüz fırçası olmadan da güzel cilde sahip olabiliriz demek istiyorum. Watsons veya Gratislerde sıradan yüz fırçası satın alabilirsiniz. Peki ya illa kıyaslamam gerekirse o zaman buyrun
1-      Elektrikli yüz fırçalarının çoğu size 1 dakikadan fazla yüzünüzü fırçaladığınızda uyarı verir ve otomatik olarak kapanır, hatta bazısı size artık yüzünüzü temizlemeniz gereken yeri değiştirmeniz gerektiğini bile hatırlatır sürekli olarak aynı bölgeyi temizlememiş olursunuz. (benim beurer fırçam sadece 1 dakika sonra kapanıyor yer değiştirmem gerektiğine dair bir uyarıda bulunduğunu söyleyemem). Çoğumuz yüzümüzü 1 dakikadan fazla fırçalamamamız gerektiğini bilmiyordu eminim, ben de eskiden yüz fırçamla uzun dakikalar boyunca yüzümü fırçalar sonra cildim kızarıp tahriş olup yeni kusurlar çıkınca anlam veremezdim. Ama artık hepimiz bunu öğrendiğimize göre bizi 1 dakika spnra uyarması için illa ki elektronik bir yüz fırçası almak zorunda değiliz.
2-      Elektronik yüz fırçalarının uçları çok çok yumşak. Benim gratislerde watsonslarda rastlaştığım el fırçaları ya sert plastik fırçalar gibiydi ya da böyle silikonumsu fırçalardı, ki sertler fazla sert silikonlular da pek arındırma hissi yaratmazdı. Bu yüzden elektronik fırçalarının uçlarını daha cilde uygun buldum. Yani cildinize uygun güzelbir fırça bulabilirmisiniz, nereden bulabilirsiniz onu bilemiyorum şimdi tabi.
3-      Elektronik yüz fırçaları o titreşimli hareketleri sayesinde gerçekten daha iyi temizliyor. Biz elimizler daha kaba kalan hareketler yaparken elektronik fırçalar daha ince ve hızlı hareket edebiliyor ve haliyle manuel el fırçalarından 4 kat fazla temizleyebiliyor (ben demiyorum araştırmalar öyle diyor).
4-      Peeling etkisi var, soyucu etkisi var bu iyi bir şey ama sırf peeling yapsın diye de alınması şart değil.
5-      Çoğu elektronik yüz fırçasının hız ayarı var,ona dikkat edin benimkini 2 ayarı var ve daha hızlı ayar (aslında hassas olmayan) cildimi bir süre sonra böyle değişik bir acı vermeye başlıyor. Neyse ki 1 dakika diyip dayanıyorum artık ben de.
6-       Elektronik yüz fırçalarının uçlarını belirli zaman aralıklarında değiştirmeniz lazım, eh haliyle o da masraf makineye 30 euro veriyorsanız fırçasına da 3 ayda bir yenisi için 15 euro vermeniz gerekir. Oysa uygun fiyatlı manuel fırçaları al kullan at için yanmaz. Ama yine elektronik diş fırçasını hatırlatıyorum size.
7-      Akneli cilt her ikisini kullanmamalı çünkü akneler yayılabilir, cilt tahriş olabilir ve tahriş olunca yeni sivilceler çıkabilir. Sizlere önerim doğrudan cildiyeye gidin başka yerde çare aramayın ben anca öyle kurtuldum.
8-      Yani ikisi de var olan siyah noktalarıma cilt kusurlarıma harika bir etki etmemişti. Yine varlardı yine varlardı, elektronik olanı makyajımı temizledikten sonra iyice artıklarını temizlemek için kullanıyorum sadece. Öyle kusursuz bir cilt ikisi de sağlayamıyor bence.



Neden yüz fırçası kullanmalıyız?

Yüz fırçaları cildi nazik bir şekilde soyar ve böylece siyah noktalarının oluşmasını engeller, ölü derilerin ve kirin daha rahat bir şekilde atılmasını sağlar. Bu sayede cilt kusurlarından kurtulabilir, bir daha oluşmasını önleyebiliriz. Peki ya elektrikli yüz fırçası şart mı? Yoksa bakım ürünlerinin satıldığı mağazalardan alınan manuel yüz temizleme fırçaları da iş görür mü?











Aslında aklıma geldikçe daha yazacaktım ama, en azından benim Beurer face brush’ımla edindiğim tecrübelere göre, size illa alınması gereken bir ürün olduğunu söylemiyorum. Yazın zaten bilerek az kullanıyorum çünkü cildi soydukca savunmasız bırakıyormuş da güneşe çıkınca leke kalacakmış gibi geliyor bana. Ben bu fırçayı gerçekten fazla makyaj yapıp temizliği içime sinsin diye kullanıyorum ya da haftada 1 – 2 kere peeling etkisi için, işte yüzümdeki kan dolaşımını hızlandırsın geç kırışayım masaj olsun diye (bu tamamen kendi uydurmam gerçekten öyel etkisi varmıdır bilmiyorum da) kullanıyorum.   
Bu arada tabi ki bu yazdıklarım sadece benim düşüncelerim, ablam o kadar memnun ki bu fırçadan, yani onun cildi yağlı ve çok daha güzel temizlediğini, cildine iyi geldiğini söylüyor. Ama o olmasa da olur mu ablam için bilemiyorum.




Yazıyı bitirmeden beurer'in yüz fırçası iki pil ve bir başlık ile işi görüyor.

Sizin var mı bu konu hakkında fikriniz? Sizin de tecrübelerinizi dinlemek beni mutlu eder yorumlara yazabilirsiniz J

Bu arada her şeye rağmen yinede bir fırçam da olsun diyorsanız alırken dikkat etmeniz gerkenler yazısı yakında burada olacak
yüz yıkama fırçası kullanımı da burada olur inşallah :D


3 yorum:

güncel,

Kısa Günün Yazısı: Üzgün Suratlı Çanta

13:50:00 aylin 2 Comments

Kısa günün yarısı, malum 21 Aralık en kısa gece ya, sıkılmayın bu gece de okuyacak bir şeyiniz olsun diye bu yazımı da bugüne sakladım :)


Sizi yeni çantam ile tanıştırayım ta uzak yollardan bana ait olmak, neşeli günlerime renkli karakterimden bir parça daha katıp tarzımı farklılaştırmak için gelmiş. Kalpli gözlü üzgün suratlı çantama Merhaba diyin.


Bu çantayı Aliexpressteki bu satıcıdan aldım. 9 $ yani ortalama 30 Tl ye geldi işte. Satıcımız gayet ilgili, çantamın gelmesi de ortalama bir ay sürdü, sıkıntı yaşamadım. Paketi de zaten gördüğünüz gibi iyice sarılı bir şekilde geliyor.





Şimdi boyutuna gelecek olursak, öyle ufacık olup da içine dünyayı sığdıran çantalardan değil ne yazık ki, kalın spiralli defter kalemlik, cüzdan telefon anca sığıyor sıkış tıkış ( Telefonumun vecüzdanımın büyük olduğunu belirtmek istiyorum). Derisi de en kalitelisi değil ama ben bu çantayı ortalama 1 ay kadar bir süre (görmemiş yeni çanta almış gibi) kullandım ve bir gün hiç bir şey yokken sapı koptu. Hani bu çantaların saplarının ucunu diiyorlar ya, işte orası ama ben de geri diltim şimdi mutlu bir şekilde yaşamaya devam ediyoruz.  



Bana sorarsanız eğer, kimsede olmayan bir çantam olsun, bu tarz tatlı farklı çantalar Türkiye'de haddinden fazla pahalı oluyor diyorsanız bu tarz çok sevimli çantalar var gerçekten Aliexpress'te. Benim bu çantam da çok sevimli bence :)



Bu da son fotoğraf olsun bari:




2 yorum:

Gosh,

Oh my Gosh! Gosh İlluminating CC krem

06:31:00 aylin 0 Comments



Siz makyajınızı nasıl alırsınız? Biz hayvanlar üzerinde test yapmayanından almaya karar verdik bu sefer. Aslında oturup biraz araştırınca bizim hayvan deneyi diyip geçtiğimiz o olgunun aslında o hayvanlar için ne tür eziyetlere neden olduğunu aklımıza bile getirmiyoruz. Belki de daha duyarlı olmalı... Ttürkiyede hayvanlar üzerinde deney yapmayan kozmetik markaları bulmak eskisi kadar zor değil artık, neredeyse her Gratis mağazasında bulabileceğimiz Gosh markası da bunlardan biri.



Geçen kış ten rengimin açılmasıyla , yazdan kalma fondötenimin bana artık biraz koyu gelmeye başladı ve cildime daha hafif bir kapatıcı arayışımda Gosh’un illuminating foundashion CC kremi ile karşılaştım. Cildim yaz’ın yağlı kışın ise kuru olduğundan biraz nemlendiren, dışarıya çıkarken cildime canlılık veren ama gereksiz bir ağırlık hissettirmeyecek bir ürün arıyordum ki, Gosh’un bu CC kremi tam da bu isteklerime cevap verdi. Kapatıcılığı orta düzeyde diyebilirim, zaten ben kapatıcılıktan ziyade cilt tonumu eşitlesin istediğimden çok yoğun bir kapatıcılık arayışında değildim. Ayrıca ciltte yapış yapış olmaması, sürülünce ağırlık yapmamasını beğendim.



 Spf 10 olması bence anlamsız her ne kadar yaz kış güneş kremi kullanmaya başlamış olsam da, özellikle yaz mevsiminde güneş kremi sürmeden sadece Gosh’un bu CC kremini sürüp çıkayım demek imkansız.
Bir diğer eleştirdiğim nokta ise şu; CC kremler yağlı ciltlerin bir nevi BB kremi. Kuru ciltlere BB krem önerilirken yağlı ciltlere CC krem öneriliyor. Lakin Gosh’un bu CC kremi gerçekten yoğun bir ışıltı, bir aydınlık veriyor desem yalan olmaz. Ve yazın yağlı cildime, hafif diye bu CC kremi sürdüğümde adeta parlak bir ay parçası gibi etrafta dolanıyordum. Sürekli pudrayla matlaştırmaya, o parlaklığı gidermeye çalıştım.

Kısaca özetlemek gerekirse, Gosh İlluminating CC krem kışın severek kullandığım, yazın ise hiç hoşlanmadığım bir ürün oldu. Yağlı ciltlerin daha parlak gözükmesine neden olurken kuru ciltlere güzel bir aydınlık, canlılık verebilir. Tabii ki bunlar kendi deneyimlerim , herkesin cilt yapısı, zevki, tercihi farklıdır. Yinede umarım bu yazım biraz da olsa bilgilendirici olmuştur sizin için.




Sizin yorumlarınız nedir? Tavsiye ettiğiniz , hayvanlar üzerinde deney yapmayan bir CC krem var mı?

0 yorum: